HOLİSTİK BESLEN KONFORLU, GENÇ VE SAĞLIKLI YAŞ AL

Sağlıklı olmak, bütünü temsil eden, oldukça kapsamlı bir ifadedir. Bedenimizin hasta olmamasından fazlasını temsil eder. Sağlıklı olmayı, zayıf olmak ile eşleştirenler, bunun çok da doğru olmadığını bilmelidirler. Ancak, ruhumuzun, zihnimizin, sosyal ortamımızın, işimizin, ilişkilerimizin tamamında uyum yakaladığımızda, gerçek anlamda sağlıklı oluruz.
Bunun ilk basamağı beslenme, çünkü bedenimize enerji veren ve çalışmasını sağlayan yakıt, besinler. Doğru beslenerek, birçok şeyin altından kalkabileceğimizi, ömür boyu ilaç kullanmadan yaşayabileceğimizi biliyor musunuz? Yanlış duymadınız, cevap kesinlikle “Evet”.
Holistik beslenme, yani tüm sistemleri özümseyerek, bedenimizin ve yaşamın bütünlüğüne uyumlu olarak beslenme ile bu mümkün. Nereden mi biliyorum? Genç yaşta, yanlış teşhisin ardından, yaşadığım ciddi rahatsızlıklar sonucu, kendimi keşfetmenin önemini hayatımın başında kavradım. Dünyanın birçok yerinde aldığım detaylı ve çok farklı eğitimlerle, kendimi ve bedenimi eğittim, hatta kontrol altına aldım. 22 yıldır, sadece kendi isteğim ile vitamin veya organik destekler alıyorum. Bunun dışında, medikal anlamda hiçbir ilaç bedenime girmedi. Birçok olumsuz şey yaşamama rağmen yaşıtlarımdan çok daha genç bir görüntüm var, pozitif ve neşeliyim. Her anlamda, her durumda sağlıklı kalmayı başarabiliyorum. Üstelik Master Şef diploması olan bir şef olarak, damak tadımdan ödün vermeden. Şimdi artık, bunu nasıl yaptığımı öğretiyorum. Bir insanın hayatına sağlıkla dokunmak, hayatımda oğlumdan sonra yaptığım en muhteşem şey. Sizlerde holistik yaşama hemen şimdi başlayabilirsiniz, işte ilk ipucu… Ağzınızdan çıkan her söz sevgiyle ve iyiliğe yönelik çıksın. Bedeninize giren her şey, doğal haline en yakın halde ve keyifli olsun. Zevk almadığınız hiçbir şeyi yemeyin ve sizi üzen ortam ve insanlardan arının. İşte başladık bile. Bu hayatta, iyiliğin şifası ve olumlu düşüncenin gücü kadar onarıcı hiçbir şey yok, herkese tavsiye ederim.
Ne demiştik, ağzımıza attığımız her lokmanın, bedenimizdeki yolculuğuna ve nelere sebep olduğuna iyi hâkim olmanın yolu “Holistik Beslenme”. Bu sistemde, bir diyete bağlı kalmak, kalıplar içinde yaşamak yok. Aksine, sizin hayatınıza özel bir planlama var. Hayatımızda kalıcı olacak her şey için ilk şart, “Sürdürülebilir Olması”. Ortamın, beslenmenin, ilişkilerin, kısaca hayatımızın içinde var olan, etkileşim içinde olduğumuz her şeyin sürdürülebilirliği...
Bir düşünün, biz uygulasak da, uygulamasak da, diyet kalıplarına bağlı kalarak, yaşantımıza, sosyal hayatımıza ve keyfimize uymayan sistemlerin içinde çok uzun yıllardır yaşıyoruz. Bu diyetler hayatımızı ne zaman kuşatma altına aldı? Dünyadaki büyük gıda ve gıda destekleri üreticileri istediği zaman. Öğün sayıları, paketlenmiş gıdaların artmasıyla birlikte ikiye üçe katladı, hayatımıza ara öğünler girdi. Aspartamlar, emülsiyonlar, hormonlar havada uçuşuyor, ki hiç birine ihtiyacımız yok. Köydeki teyzemizin sütü, eti, yumurtası kötülendi ve onlar üretemez hale getirilene kadar kötü olduğu pompalandı. Şimdi aynı tarz ürünler, hatta belki o kadar da doğal olmayanlar, beş katı fiyatına, “Organik” logoları ile satılıyor. Köylünün gerçekten doğal olarak ürettiğini almayan herkes, bu ürünleri kapış kapış alıyor. Düşünme biçimimiz, algılarımızla oynandı, sağlıksız ilaca bağımlı toplumlar yaratıldı. İşin en acı tarafı bunun tek nedeni “Para”.
Obezite katlanarak arttı, hastalık muamelesi görmeye başladı. Oysa, sadece yanlış beslenme alışkanlığıydı. Ama artık ülkeleri tehdit eden ciddi bir salgın. Hastalıklar arttıkça, ilaç ve destek ürünler satanların pazarı giderek genişliyor. Peki ya bu hastalıkların hepsi sanalsa...
Kocaman bir pazar oluştu, şişmanlatmak için gıda, zayıflatmak için gıda ve ilaç satanlar, ameliyatlar, sağlıklı yaşam mucizeleri (ki tek mucize doğal kalmak)…
Sürdürülebilir olmayan her şeyin eski haline dönmeye mahkûm olduğu ve bu piyasayı manipüle edenler bunu çok iyi bildiği için, devamlı kilo alıp veren ve sisteme hizmet eden toplumlar oluşturuldu. Bitmez, tükenmez bir para kaynağı. Biraz dikkatli baktığınızda ve büyük resmi görmeye çalıştığınızda ipuçlarını göreceksiniz. Üstelik popüler kültürün bir getirisi olarak, şu an önerilen diyetlerin tamamı kozmetik zayıflama üstüne. Peki ya sağlık?
İlla herkes incecik mi olmalı? Bedeniniz için gereken bu mu? Ya da sırf zayıf olduğunuz için sağlıklı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Hayır, bunların hepsi, yıllar içinde öğretildi, Barbie veya Ken gibi görünmenize gerek yok. Ayrıca doktorunuz önermedikçe ve size özel olmadıkça diyet yapmanıza da gerek yok.
Bu düşünce biçimi yüzünden her şey birbirine girdi. Zayıf olan, ”organik” gıdalarla sözde sağlıklı beslendiğini zanneden, bırakın sigara, alkolü hazır meyve suyuna bile elini sürmeyen insanlar, kanser, şeker gibi ağır rahatsızlıklara daha fazla yakalanmaya başladı. Algı ile oynamak işte böyle bir şey. Bu noktada gerçekten ve her anlamda “Fabrika Ayarlarımıza” dönmemiz gerekiyor. Bunun için en iyi yol ”Holistik Yaşam”, bizim odağımız bunun bir parçası olan “Holistik Beslenme”…
Holistik beslenme, bedeninizin, ruhunuzun ve zihninizin aynı anda ya da dengeli olarak beslenmesi gerektiğine inanır. Doğru beslenme sistemini öğrendiğiniz ve uyguladığınız zaman, zaten gereken değişiklikleri otomatik olarak yapar. İhtiyacınız varsa kilo alır ya da verirsiniz, tansiyonunuz düşer, şeker hastalığından kurtulursunuz, bedeninizin yapısında binlerce olumlu değişiklik meydana gelir. Sonuç olarak, doğal olandan uzaklaşarak, bedeninize verdiğiniz zararlar hızla onarılır ve en sağlıklı halinize, yaşınızın ve verdiğiniz zararların el verdiğince gerisine dönersiniz. Çünkü vücudunuz her gün, sadece sizi iyileştirmek için çalışır.
İşte tam bu noktada karşımıza farklı birçok durum çıkar. Gelin birkaç örnekle bedenimizin nasıl çalıştığını keşfedelim. Mesela, siz her gün un içeren gıdalar ile besleniyor (az ya da çok) ama bunun dışında gayet sağlıklı şeyler yaptığınızı düşünüyorsunuz. Beden, unlu gıdaların bağırsaklarınıza verdiği zararı onarmaya odaklanır öncelikle, sindirime değil. Tabi ki her iki işlemde olacaktır, ancak performansı ve zamanlaması şaşarak. Bize dayatılanın aksine çalışmalar gösteriyor ki, günde kaç öğüne ihtiyaç duyuyorsak o kadar yemeliyiz. Yemek yedikten sonra ki 2-3 saat bedenimiz yediklerimizi, daha sonraki 2-3 saat depoladıklarımızı kullandığı için, ara öğünler yiyerek bağırsak sistemimizi sabote etmemeyi tercih edersek, hayatımızda inanılmaz olumlu değişiklikler olduğuna şahit olacaksınız... Ya da en azından ilk üç saati bekleyip, sıvı besinlerle (mesela çorba) ara öğünleri halledip, ince bağırsaklarımızın iş akışını kesmeden sistemin çalışmasına saygılı kalarak sindirimimizi dengeleyebiliriz.
Bedenimizin çalışma biçimini öğrenirsek, hayatımız çok ama çok kolaylaşır. Tabi ki her an sağlıklı beslenmeyi düşünerek yaşamayacaksınız, sistemi çözerseniz düşünmenize dahi gerek kalmayacak aslında.
Ayrıca doğruları herkes öğrenmeli, kilosu fazla ya da belli hastalıkları olanlar değil. Çünkü sağlıklı bir yaşam biçimi ile büyütülen çocuklar, gelecekte daha sağlıklı kalıyor, hastalıklara yakalanma oranı çok düşük ve onlarda çocuklarını öyle yetiştirdiği için, yeni nesiller sağlıkla geliyor.
Bedenimizde bizim dışımızda neler mi oluyor?
Derinizin tüm hücreleri, her 27 günde bir yenileniyor mesela, midenizin iç çeperi, 3-4 günde bir. Hepsi bizi korumak için. Bu yazının, sadece bir paragrafını okurken bedeninizde 300 milyon hücre öldü. Korkmayın, 10 ila 50 trilyon arasında hücreniz var.
Güneşte bütün yaz yattıktan sonra, cildinizin sizin bütün kötü muamelenize rağmen sağlam kalmasının sebebi, her saatte derimizden 600.000 parça dökülmesi, yerine yenisi gelsin diye.
Bedenimizin mucizeleri saymakla bitmez, o zaman biz de onun işleyişine uygun ve gerektiği şekilde, gerektiği kadar ve gereken zamanda, sadece gerekli olan gıdalarla beslenmeyi öğrenmeliyiz öncelikle. Çünkü besinlerden alacağımız, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerin eksikliğinde onun da yapacağı bir şey kalmaz. Kas kaybederiz, sinirlerimiz bozulur, olmadık rahatsızlıklara yakalanırız.
Sadece bir kitap okuyarak ya da herhangi bir beslenme biçimini uygulayarak bunu başaramazsınız. Bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmalısınız. Diyet yapmadan sağlıklı kalmayı ve doğadan uzaklaşmamayı öğrenmeli, bütün hayatınız boyunca uygulayabileceğiniz doğrularla donanmalısınız.
Bunun tek yolu, dünyadaki tüm sistemleri barındıran tek yöntem “Holistik Beslenme”, şimdi doğruya yol almanın tam vakti.
Tepkiniz nedir?






